Diş hekimliğinde radyoloji, hekimin doğru teşhis koymasını sağlayan en önemli bölümdür. Öncelikli amaç, hastanın şikayetinin doğru tespit edilebilmesidir
Diş hekimliğinde radyoloji; ağız, diş ve çene bölgesindeki hastalıkların tanısının ve yapılacak tedavilerin klinik ve radyolojik olarak belirlendiği diş hekimliğinin giriş kapısıdır. Diş hekimliğinin; ağız, diş, diş eti ve çevre dokularının hastalık, anomali, gelişim kusurlarını inceleyen, teşhis ve tedavi kriterlerini araştıran ve ağız ile diş sağlığı sorunu olan tüm hastaların tedavi planlamasının yapıldığı dalıdır. Amaç; hastanın öncelikli şikayetinin kaynağının tespit edilmesidir. Hastanın mevcut durumu bir bütün olarak ele alınarak bu sayede sadece mevcut şikayetler değil, ilerde muhtemel sorun yaratabilecek bölgeler de saptanarak şikayet ilerlemeden tedaviye yönlendirilebilir. Bu sayede erken teşhis ile uygulanacak koruyucu ve önleyici tedaviler, ileride oluşacak daha büyük sorunları önleyerek tedaviyi hem daha basit, hem de daha ekonomik hale getirecektir. Ağız, diş ve çene bölgesinden alınan radyografilerle, varsa patoloji veya anomalilerin saptanması ve değerlendirilmesi amaçlanmaktadır.
ÇENE KEMİKLERİNİ GÖSTERİR
Diş hekimliğinde kullanılan değişik röntgen tipleri vardır. Bunlar ikiye ayrılır:
1- Ağız içi (intraoral)
2- Ağız dışı (extraoral)
Ağız içi boş hastalıklarının, özellikle diş ve çene kemiği gibi sert doku ile ilgili olanların teşhisinde en büyük yardımcımız dental radyografiler yani diş filmleridir. Diş filmlerinin de en çok kullanılan iki tipi periapikal (İki-üç dişi gösteren küçük filmler) ve panoramik filmlerdir (alt ve üst tüm dişleri ve çene kemiklerinin tamamını gösterebilen büyük filmler). Bilgisayar destekli bir teknik olan dijital radyografi cihazları da çok düşük radyasyon dozu kullanarak film görüntüsü üzerinde renk ve ışık oynamaları yapmaya imkan kılarak ayrıntılı değerlendirme yapmamıza olanak tanır. Bunların yanında özellikle implant uygulamalarında ve eklem hastalıklarının teşhisinde MR ve BT de yardımcı olarak istenebilecek filmlerdir.
DİŞ ETİ KANAMASINI CİDDİYE ALIN
Tanıya götürecek laboratuvar-radyolojik- patolojik uygulamaların/yöntemlerin tespiti: Ağızla ilgili tanı verileri her zaman diş hekimliğiyle sınırlı değildir. Ağız içi semptomların bazısı sistemikgenel yaygın, ciddi hastalıkların habercisi olabilir. Örneğin dişeti kanaması, dişlerle ilgili bir sendromun belirtisi olabildiği gibi lösemi gibi ciddi hastalıkların da belirtisi olabilir. Ağız kanserleri genel kanser oranları içinde yüzde 5'e varan oranda görülür ve erken teşhis için diş hekiminin ağızla ilgili iyi derecede tanı bilgisine ihtiyacı vardır.
Endodonti, dişlerde bulunan kök kanallarının tedavisi ile uğraşan bir branştır. Dişin mine ve dentin tabakalarının altında pulpa olarak adlandırılan dişin canlılığını sağlayan damar ve sinir paketinin bulunduğu bir bölüm vardır. Dişin kuronunda pulpa odası adını alan bu bölüm, diş köklerinin sonuna kadar uzanmaktadır. Pulpanın herhangi bir sebeple iltihaplanması durumunda, dişin sinirinin alınarak, kanalların sterilize edilip ardından doldurulması gerekir. Kanal tedavisi canlı dişlerde tek seansta, canlılığını yitirmiş dişlerde ise genellikle iki seansta uygulanmaktadır.
RENK DEĞİŞİMLERİNE DİKKAT EDİN
Kanal tedavisi lokal anestezi altında yapılır ve ağrı duyulmaz. Kanal tedavisini takiben, özellikle de canlı dişlerin tedavisinin ardından dişte birkaç gün katlanılabilir bir ağrı veya dişin üzerine basıldığında ağrı oluşabilir. Bu, kanal tedavisi sonrası oluşan normal bir ağrıdır. Kanal tedavisi yapılan dişin biraz korunması ile kısa sürede ortadan kalkar. Bugün için doğru tedavi yöntemi uygulanan kanal tedavilerinde başarı oranı yüzde 90'a varmaktadır.
Dişte soğuk ve sıcak yiyecek ve içeceklere karşı oluşan ağrı ve hassasiyetlerde, yemek yeme sırasında oluşan ağrılarda; iltihaptan ve bir iltihap başlangıcından söz edilebilir. Yine dişlerde meydana gelen aşırı renk değişimleri de iltihap belirtisi olarak algılanabilir.
Kanal tedavisi sonrası olası komplikasyonlar
Tedaviden sonraki birkaç gün, kanal tedavisi yapılan dişte ağrı olabilir. Tedavi edilen kısımla çiğnememeye özen gösterin. Ağzınızı kapattığınızda temas esnasında çok ağrınız varsa hekiminiz dişi karşıt diş ile temastan kesebilir. Ağrıyı azaltmak için hekiminizin reçete ettiği ağrı kesiciler ya da antibiyotikler kullanılabilir.
Kanal tedavisi için kanal açıldığında havada bulunan oksijen, buraya bakteri yerleşmesine neden olabilir ve burada çoğalan bakteriler iltihap ve ağrı oluşumuna neden olur.
Diş kanallarının eğelenmesi esnasında bakteriler kök ucundan dışarı itilebilir. Diş kökünün bitiminde kan damarlarının dişe giriş yapmasını sağlayan küçük bir delik bulunmaktadır. Bazen kanal tedavisi sırasında bu küçük delikten dişi çevreleyen dokuya ulaşılabilir. Bu durumda çevreleyen doku enfekte olur, ayrıca iltihaplanması da olasıdır. Ağrı kesiciler ve antibiyotiklerle iltihabın tedavi edilmesi mümkündür.