Ağızdaki boşlukların doldurulmaması, mevcut dişlerinizin çürümesine neden olabilir. Eksik dişlerin tedavisi en kısa zamanda yapılmalıdır
Uzun süreli diş eksiklikleri, ağız ve genel sağlık için zararlı olabilir. Diş eksiklikleri yalnızca sağlığı değil aynı zamanda estetiği de ilgilendirdiği ve genelde yaşlılıkla ilişkilendirildiği için olduğunuzdan yaşlı görünmenize neden olabilir. Diş eksikliğini gidermek; yüzünüzün şeklini, estetiğinizi ve gülüşünüzü inanılmaz şekilde güzelleştirir. Eksik dişlerin giderilmesi; ağız-diş sağlığınızı düzeltmesinin yanında, yemek yemenizi ve çiğneyebilmenizi de sağlar, fonksiyonlarla beraber estetik görünüm elde edilmesi ise özgüveninizi artırır. Ağzınızda dişsiz boşluklar olması, çenenizin kapanmasını etkiler. Boşluğun karşısındaki diş, boşluğa doğru uzayarak çenenizin kapanışını bozar ve çene ekleminde sorunlara yol açabilir. Çekilmiş dişin etrafındaki dişler ise, meydana gelen boşluğa doğru devrilir. Boşlukların uzun süre doldurulmaması, o bölgelerde gıda artıklarının sıkışarak mevcut dişlerinizi çürütmesine de neden olabilir. Bu nedenle, eksik dişlerin tedavisi en kısa zamanda yapılmalıdır. Kaybedilen her diş, çene kemiğinin daha erken çözülmesine neden olur. Çünkü varolan dişler çene kemiğine destek olmaktadır. Çene kemiğinin çözülmesi yani erimesi sürecine rezorbsiyon adı verilir. Dişsiz kalınan süre arttıkça çene kemiği rezorbsiyonu da artar. Kemiğin kaybı, çiğneme fonksiyonunun kaybıyla beraber yemek alışkanlıklarında değişikliklere neden olduğu için yaşam kalitesini de düşürür. Çünkü çiğneme güçlüğü, diş çekilir çekilmez başlar. Yapılmış akademik çalışmalara göre; hareketli protez kullananların yüzde 29'u yumuşak ve kıyılmış yemekleri tercih ederken, yüzde 50'si ise birçok yemekten uzak durmaktadır. Zamanla çene kemiği kaybı arttığından; çene, işlem yapılamayacak seviyeye gelebilir.
KÖPRÜLER İLE SABİT PROTEZLER ARASINDA FARK VAR MI?
İmplant üstü sabit protezler, tek ya da birden fazla diş eksikliklerinde uzun yıllardır kullanılmakta olan sabit köprü protezlerine oranla çok daha avantajlı olan uygulamalardır. Öncelikle çekilmiş diş veya dişlerin, önünde ve arkasında yer alan sağlam dişler küçültülmeden, yalnızca boşluk olan bölgeye implant yerleştirilmesi ile diş dokuları korunmuş olur. Ayrıca implantsız köprülerde, eksik diş veya dişlerin taşıması gereken çiğneme yükünü küçültülmüş destek dişler karşıladığı için, bu dişlerde birtakım sorunlar yaşanabilir ve hatta diş kayıpları söz konusu olabilir. Bir diğer dezavantaj ise, uzun seneler boyunca ağızda kalan köprü protezlerinin yapıştırıcı maddesinin ağır ağır çözünmesi sonucu destek dişlerde meydana gelebilecek olan çürümeler, diş eti problemleri ve ağız kokusudur. Implant üstü protezlerde ise, implantın ağız içine doğru uzanan parçası üzerine yapıştırıldığı veya vidalandığı için bu durumun sözkonusu olmamasıdır.
HAREKETLİ PROTEZLER İLE SABİT PROTEZLER ARASINDA FARK VAR MI?
Tam protezler, tüm dişleri çekilmiş olan hastalara uygulanan, daha çok damak protezi olarak bildiğimiz takıp çıkarılabilen protezlerdir. Tam protez kullanan hastaların en büyük şikayetleri ise, çiğneme etkinliklerinin az olması yani gıdaları yeterince öğütememeleridir. Implantlar sayesinde, tam dişsiz olan hastalara sabit veya hareketli implant protezleri uygulanabilmektedir. Implant, ağızdaki doğal diş gibi, dişin kökünü taklit eden bir yapıda olduğundan; üzerine uygulanan sabit protezlerdeki çiğneme, hastanın kendi dişleri ile çiğnemesi gibi etkilidir. Az sayıda implant uygulanarak, sabit yerine implant üstü hareketli protez tedavileri de mümkündür. Bu tedavilerin avantajı da, dişsiz çenelere uygulanan protezlere göre çok daha etkin çiğnemeyi mümkün kılmalarıdır.
İMPLANTLAR ÖMÜR BOYU ÇENEKEMİĞİNDE KALABİLİR
Belki de en fazla merak edilen konu, implantların ne kadar süre ağızda kalacağıdır. İmplant uygulaması sonrasında, kemikleşen yani çene kemiği içerisinde hareketsiz bir duruma gelen implantlar, bir ömür boyu çene kemiği içerisinde kalabilir. Ancak hastalar arasında bir yanlış anlaşılma söz konusudur. İmplant üzerine yapılan protezlerin porselen olması, bazı hastaların ağız hijyenlerine dikkat etmemesine neden olur. Porselenler renk değiştirmedikleri, lekelenmedikleri ve çürümedikleri için, hastalar doğal dişlerine verdikleri önemi protezlerine göstermemektedir. Bu durum, ağız hijyenini bozduğu ve diş eti hastalıklarına yol açtığı için, implantların kaybına bile neden olabilir. Doğal dişli ağzımızdaki temizlik kuralları, implant üstü protezlerde de geçerli olmalıdır. İmplant kayıplarında bir diğer önemli konu ise, hastanın sigara alışkanlığıdır. Sigara kullanımı da implantların sallanmasına ve kayıplarına neden olabilmektedir. Bir ya da birden fazla diş eksikliklerinde uygulanan implantlarda ise, ağızdaki mevcut doğal dişlerin enfeksiyonlarının çene kemiğine yayılması halinde, komşu implantlar da etkilenebilmektedir. Bu nedenle tüm ağız sağlığımıza önem vermeliyiz. İmplant kayıplarını engelleyebilmek için yılda en az iki kere muayene olarak, erken müdahalelerle büyük problemlerin oluşması riskini engelleyebiliriz.
ÜÇ BOYUTLU PLANLAMA NE GİBİ AVANTAJLAR SAĞLIYOR?
İmplant uygulaması için hazırlık yapılırken bilgisayar tomografisi kullanılır. Üç boyutlu planlama, fonksiyon ve estetikle bağlantılı olarak hastanın anatomik olarak önemli yapılarını hesaba katar.
İmplant ve onun çevresi ile ilgili daha detaylı bilgi ile birlikte daha az komplikasyonla daha başarılı implant uygulamasını mümkün kılar.
Planlama; doğru implantın veri tabanından seçilmesi, implantın pozisyonu, derinliği ve açısı belirlenerek en uygun şekilde yerleştirilmesini ve kemik yoğunluğu ile sinirlerin implant çevresinde işaretlenmesini içerir.
Tomografi bilgisi yazılımdan direkt olarak alındığı için, planlama yapılırken hastanın bulunması gerekmez. Bu bilgiye dayanılarak yüksek hassasiyette operasyonlar mümkün olur. İmplantlar, kemiğe, miktara, estetik ve protetik planlamaya dayanarak fonksiyonel bir şekilde ayarlanır. İmplant uygulanmadan kesin protezin üretilmesi mümkündür.
Çene kemiğinin içinde karmaşık bir damar ve sinir ağı vardır. Diş hekiminiz, üç boyutlu implant planlama sistemi ile bu yapıların zarar görme riskini tamamen ortadan kaldırır.
ROBOTİK CERRAHİ UYGULAMASI
Almanya'da 2009 sonlarında geliştirilen cerrahi yönlendirme teknolojisi, eş zamanlı olarak Türkiye'de de hastaların hizmetine sunuldu. Bu teknoloji sayesinde implant uygulamaları esnasında karşılaşılabilecek sorunlar önceden belirleniyor, analiz ediliyor ve ameliyat sırasında sürpriz yaşanmıyor. Sonrasında ise, ameliyat kesiği, kanama ve dikiş olmadığı için çok hızlı iyileşme sağlanıyor. Sistemin genel işleyişi, hastadan alınan çok detaylı dijital tomografi bilgisi ile cerrahi planlama yapılması ve bu planın müdahale sırasında hastaya uygulanması üzerine kuruludur.
İMPLANT UYGULAMA YÖNTEMLERİ NELERDİR?
Klasik cerrahi yöntem, şablon uygulaması, piezo sistemi, lazer destekli ve robotik cerrahi... Bu yöntemler arasında en yeni teknoloji, robotik cerrahi teknolojisidir. Navigasyonlu implant uygulaması olarak da bilinen bu yöntem, üç boyutlu implant planlama ve cerrahi navigasyon aşamalarından oluşuyor.
ELDE EDİLEN BİLGİ NASIL KULLANILIYOR?
Üç boyutlu planlama ile implantın yeri tam olarak belirlendikten sonra, bu bilgi cerrahi navigasyon sistemine aktarılıyor. Diş hekiminin cerrahi müdahale sırasında kullandığı el aletine bağlanan sensörler sayesinde yönlendirilen hekim, minimum cerrahi müdahale ile implant yuvası açıyor.
3 Boyutlu navigasyon sistemi sayesinde yumuşak dokunun sınırlarına ulaşmak için flep açma cerrahisine gerek kalmıyor. Bu nedenle, dikiş atılmadan 50 mikron hassasiyet ile implant cerrahileri gerçekleştiriliyor.