Diyabet, yetersiz beslenme ve kullanılan bazı ilaçlar; diş etlerinizin normalden daha çabuk ve daha fazla tahriş olmasına sebep olabilir
Yapılan araştırma sonuçlarına göre, diş eti çekilmesi üzerine değişik faktörlerin etkisinin olduğu bildirilmiştir.
Bunlar; temel olarak yapısal faktörler, iritan faktörler ile dişeti iltihabı ve periodontal hastalıklar olarak sıralanabilir.
Uzun kas ataşmanları, diş köklerinin morfolojisi, uygunsuz diş kapanışları, dişlerin diş arkı dışında yer alması gibi yapısal faktörlerin yanı sıra; travma, yanlış diş fırçalama, fırçalama süresi ve sıklığı, anormal ortodontik kuvvetler, bakteri plağı ve diş taşı, kötü alışkanlıklar (diş aralarına sık sık kürdan, toplu iğne gibi yabancı cisimler sokulması, tırnak yeme, kalem ısırma vb.), hatalı dolgu ve protezler gibi iritan faktörler de diş eti çekilmesine neden olur. Diş eti çekilmesi bulunan kişilerde çekilmelere bağlı olarak çeşitli şikayetler görülebilir.
Bu şikayetler şöyledir:
Kök/diş hassasiyeti
Kök çürükleri
Estetik problemler
Dişi kaybetme korkusu
Pulpa hastalıkları Diş eti çekilmelerinin sonucunda dişlerin klinik kron boyları artar ki hastalar özellikle ön bölgede dişlerini uzamış gibi hissederler ve estetik sorunlar ortaya çıkar.
Çoğu kişi için bu durum aşırı hassasiyet ve kök çürüklerinden daha önemlidir.
GEREKİRSE CERRAHİ UYGULANABİLİR
Diş eti çekilmelerinde etkene yönelik tedavi yapılmalıdır, daha sonra eğer gerekli ise çeşitli cerrahi yöntemlere başvurarak diş eti çekilmesi kapatılabilir. Örneğin; çekilme hatalı ve sert fırçalama ya da çeşitli alışkanlıklara bağlı olarak geliştiğinde öncelikle bu faktörler ortadan kaldırılmalıdır, ya da etken periodontal hastalık ise hastalık kontrol altına alınmalı ve ilerlemesi engellenmelidir. İleri derecede problemli ve cerrahi olarak tedavi edilemeyen durumlarda dolgu, kron gibi restoratif işlemlere başvurulabilir.
Periodontal hastalıkların ana nedeni bakteri plağı olmakla beraber; sigara, sistemik hastalıklar, ilaçlar, stres ve beslenme gibi diğer unsurlar da diş eti sağlığını etkileyebilir.
Aynı zamanda genel vücut sistemini etkileyen hastalıkların veya durumların dental tedaviler esnasında herhangi bir komplikasyon oluşturmamaları amacıyla da dikkatli davranılmalı ve diş hekimi konuyla ilgili muhakkak bilgilendirilmelidir.
Diş eti hastalığı oluşmasına neden olan etmenler şunlardır:
Sigara
Sigara, bilinen genel zararlarının yanında periodontal hastalık görülme riskini de artırır. Yapılan çalışmalar, periodontal hastalık gelişiminde ve ilerlemesinde sigaranın çok önemli bir risk faktörü olabileceğini gösterir. Bu çalışmalarda; sigara içenlerde içmeyenlere kıyasla daha fazla diş taşı oluştuğu, sigara içenlerin daha derin ceplere sahip oldukları ve kemik ve dişi destekleyen dokularda daha fazla kayıpları olduğu bildirilmiştir. Ayrıca sigaranın içerisindeki kimyasal maddelerden ve ısı etkisinden dolayı birçok olguda diş eti iltihabı belirtileri maskelenmektedir.
Bu nedenle gerçekte iltihaplı olan diş eti kanamadığı için hasta çoğu zaman periodontal hastalığın ve diğer sorunların farkında değildir.
ERGENLİK, HAMİLELİK VE MENOPOZ
Bu özel dönemlerde hormonlarda meydana gelen değişimlerden dolayı vücuttaki pek çok dokuda olduğu gibi diş eti dokusunda da etkilenmeler meydana gelir ve bu durumda dokuların mikroorganizmalara karşı cevabı daha fazla olur. Bu nedenle, bu dönemlerde bakteri plağını kontrol altında tutabilmek için günlük diş fırçalama ve diş ipi kullanımına ekstra özen göstermek çok büyük önem taşır.
Diyabet
Diyabet, insulin hormonunun yokluğu, yetersizliği veya etkisizliği nedeniyle, hiperglisemi ile birlikte özel komplikasyonlara da yol açan bir hastalıktır.
Diyabetik hastalarda ağızda görülen en tipik değişiklik, tükürük akış hızı ya da miktarında belirgin farklılık yaratmayacak ölçüde ortaya çıkan ağız kuruluğudur.
Kontrolsüz diyabetiklerin ağızlarında kuruluk, yanma, tat duyu organı dil papillalarında kayıplar oluşabilir. Ayrıca diyabetiklerde kan şekeri yükseldiğinde diş eti oluklarındaki glukoz miktarı da iki misli artar. Böylece ağızdaki tükürük bezlerinde ve diş etinde glukozun artmasıyla ağızda yaşayan bakteri florası da olumsuz etkilenir.
Diyabetli hastalarda enfeksiyon gelişme riski yüksektir. Bu nedenle diyabetlilerde periodontal hastalıklar daha kolay gelişebilir ve daha şiddetli yıkıma yol açabilir.
Özellikle kontrol altında olmayan diyabette, periodontal hastalığın şiddeti ve doku yıkımı daha da artmaktadır. Periodontal hastalığı olan bireylerde, diyabetin alveoler kemik yıkımı hızlandıran ve şiddetlendiren bir etken olduğu gösterilmiştir.
Diyabet, periodontal hastalık için bir risk faktörü olmakla birlikte; periodontal hastalık, diyabetin bir komplikasyonu olarak kabul edilmektedir. Başka bir deyişle, diyabetli hastalarda periodontal hastalık oluşma riskinin ve hastalığın şiddetinin daha fazla olduğu bilinmektedir. Ayrıca diğer tüm enfeksiyonlarda olduğu gibi; periodontal enfeksiyonun varlığı da diyabetin metabolik kontrolünü zorlaştırır.
Diyabetik hastaların ağız-diş bakımlarına özen göstermelerinin yanı sıra düzenli diş hekimi kontrolünde olmaları gerekir.
Ağızda bir sorun ya da çok sayıda çürük dişler mevcutsa, bu durum enfeksiyon odağı yaratarak kan şekerini yükseltebilir.
Şiddetli ve yaygın ağız-diş sorunları bulunan diyabetin kontrol ve düzenlenmesinde güçlüklerle karşılaşılabilir.
Stres
Stresin periodontal hastalık açısından da bir risk faktörü olduğu yapılan çalışmalarda ortaya konmuştur. Bu çalışmalar, stresin enfeksiyonlarla mücadeleyi zorlaştırdığını ve periodontal hastalığa yatkınlığı artırdığını göstermiştir.
Yetersiz beslenme
Yetersiz ve kötü beslenme, vücudun bağışıklık sistemini olumsuz yönde etkileyerek enfeksiyonlarla mücadelesini zorlaştırır.
Periodontal hastalıklar da ciddi enfeksiyonlardır, yetersiz beslenme durumunda diş eti iltihabının şiddeti artabilmektedir Diş eti çekilmesi yaşandıktan sonra aslında diş etleri bir daha geri gelmez. Diş eti çekilme tedavileri, bir anlamda diş eti çekilmesini önlemek ve diş eti çekilmesinin ilerlememesine yönelik uygulanır. Diş eti çekilmelerine etken olan bakteriler ve diş eti taşları, diş etlerinin altından kazınarak temizlenirler. Açıkta kalmış olan bakterilerin ve diş taşlarının yapıştığı kök yüzeylerini temizleyerek aslında diş etinin sağlıklı bir hal alarak kök yüzeyine yapışmasını sağlarız. Bütün tedavilerin genel amacı budur.
Bazı ilaçlar diş etinin bozulmasına sebep olur
Bazı ilaçlar, diş etinde özel değişiklikler meydana getirerek ve ağız içi diğer dokuları etkileyerek ağız sağlığı üzerinde olumsuz etki gösterirler. Bunlar; doğum kontrol hapları, antidepresanlar, bazı tansiyon-kalp ilaçları, bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaçlar, sara tedavisinde kullanılan ilaçlar, astım tedavisinde kullanılan ve kortizon içeren sprey formundaki bazı ilaçlardır. Böyle bir durumda diş hekimi ve tıp doktoru konsültasyon yapmalıdır. Doğum kontrol ilacı kullanlarda, diş etinde lokal iritanlara karşı abartılı bir cevap ortaya çıkar. Enflmasyon hafif bir şişlik ve kızarıklıktan ibaret olabileceği gibi, şiddetli bir tablo da söz konusu olabilir.
Sistemik hastalıklar
Diyabet gibi bazı sistemik hastalıklar ve bağışıklık sistemini etkileyen hastalıklar da periodontitisin şiddetini ve tedaviye verdiği yanıtı etkiler. Lösemi, AIDS gibi vücudun savunma sistemini etkileyen hastalıklar diş etlerinin durumunu daha kötü bir hale getirebilir. Kişilerin enfeksiyona çok açık olduğu durumlarda diş eti hastalığı genellikle çok daha şiddetlidir ve kontrol altına alınması daha güçtür.