52 diş hekiminin katılımı ile bir anket çalışması düzenlendi. Çalışmaya katılan hekimlerin yüzde 61.5’inin muayene ettikleri hastalara bulaşıcı hastalığı olup olmadığını sorduğu, yüzde 38.5’inin ise sormadığı ortaya çıktı. Hekimler ise hastalık hep varmış gibi tedbirli olmalı
Geçenlerde BEÜ Fen Bilimleri dergisinde okuduğum makale beni çok şaşırttı. Yapılan bir tez çalışmasında; diş hekimlerinin enfekte hastaları muayene ve tedavi işlemleri sırasında, bazı bulaşıcı hastalıklara maruz kalmaları durumuna karşı; bilgi düzeyleri, tutum ve davranışlarının incelenmesi amaçlanmış.
Çalışma 52 tane diş hekiminin katılımı ile gerçekleştirilmiş. Özellikle yakın temas durumlarında damlacık ve benzeri şekilde doğrudan ve dolaylı olarak bulaşma riskleri olan AIDS, Hepatit B, tüberküloz, grip ve kabakulak hastalıkları ele alınmış. Çalışmada, diş hekimlerinin hastalarla doğrudan ilgilendiği alanlarda hazırlanmış 18 soruluk anket diş hekimlerine uygulanmış. Elde edilen verilerin istatistiksel olarak değerlendirilmesi yapılmış.
GRİPLİYKEN İŞE GİTMİŞLER
Elde edilen istatistiksel analiz sonuçlarına göre; diş hekimlerinin yüzde 61.5'inin muayene ettikleri hastaların bulaşıcı hastalığının olup olmadığını sorguladıkları, yüzde 38.5'inin ise sorgulamadıkları belirtmiş. Diş hekimlerinin yüzde 34.6'sı çalışma ortamlarının hijyen düzeyinin yeterli olmadığını dile getirmiş. Kendilerinin gribal enfeksiyona yakalandıkları dönemde çalışmaya gelip gelmedikleri sorgulandığında, sadece yüzde 13.5'i 'Kesinlikle gelmiyorum' cevabını vermiş. Diş hekimlerinin çalışma yılları ile gribal enfeksiyon geçirdikleri dönemlerde çalışmaya gelme durumları arasında anlamlı ilişki olduğu görülmüş. Diş hekimlerinin yüzde 53.8'i tez çalışmasına dahil edilen bütün bulaşıcı hastalıkları risk olarak görmüş. Diş hekimlerinin çalışma yılı ile bulaşıcı hastalıkları risk olarak görme durumları arasındaki farkın önemli olduğu bulunmuş.
Yapılan anket çalışmasının sonuçları göre; tez sonucunda diş hekimlerinin bulaşıcı hastalıkları mesleki açıdan risk olarak gördüklerini ve bulaşıcı hastalıklara karşı farkındalıklarının yüksek olduğunu ortaya koymuştur denilmektedir.
Bu araştırmayı yapan Sayın Aziz Aksoy ve Funda Bulut Arıkan'a bir diş hekimi olarak teşekkürü borç biliyorum.
Fakat tezin sonundaki 'Yapılan anket çalışmasının sonuçları; diş hekimlerinin bulaşıcı hastalıkları mesleki açıdan risk olarak gördüklerini ve bulaşıcı hastalıklara karşı farkındalıklarının yüksek olduğunu ortaya koymuştur' cümlesine katılmıyorum. Yüzde 38-39 oranındaki farkındalığı olmayan diş hekimi oranı çok fazladır ve basit bir hesapla bu hastalıkların büyük bir bölümü diş hekiminden bulaşıyor kapısına çıkar.
YÜZDE 1 BİLE ÖNEMLİ
Sağlıkta yüzde 1'lik bulaşma oranı bile bana göre çok fazladır. Sadece yüzde 53 diş hekiminin bulaşıcı hastalıklara karşı önlemli çalışması büyük tehlikedir. Diş hastalarına düşen görev, hekimlerini iyi seçmeleri ve sterilizasyonla ilgili önlemlerin alınıp alınmadığıyla ilgili hekimlerinden bilgi istemeleri ve eğer kendilerinde bir bulaşıcı hastalık varsa hekimlerine bildirmeleridir.
Herkesin diş sağlığına dikkat etmesi gerekir. Dişlerini sıklıkla muayene ettirmeleri yararlı olacaktır. Bulaşıcı hastalıkları olan kişilerin de muayene olmaları gerekir. Fakat bulaşıcı hastalıklar oldukça risk barındıran hastalıklardır.
Bu nedenle bulaşıcı hastalıkları olan kişiler, muayene olmadan önce durumlarını diş hekimlerine bildirmelidirler.
Bahsetmedikleri durumda bu hastalıklar muayene esnasında diş hekimine ve diş hekim yardımcısına ve onlardan da diğer hastalara bulaşabilir.
Diş hekiminiz bu durumda yeterince önlem alacaktır. Bu sebeple hekiminize dürüst olmalı ve durumdan bahsetmelisiniz.
HEKİM ÖNLEMİNİ ALIR
Diş hekimleri, hastalarının enfeksiyon kapmaması için gerekli tüm önlemleri alırlar. Ancak sizlerin de hekiminizi doğru bilgilendirmeniz, bulaşıcı bir hastalığınız varsa bilgi vermeniz son derece önemlidir. Diş hekiminin, hastasının genel sağlık durumunu bilmesi esastır. Çünkü ağza yapılacak bir müdahale, vücudun diğer organlarını da etkileyebilir.
Ama iyi bir diş hekimi, tedavi öncesi her hastayı bulaşıcı hastalığı varmış gibi düşünür ve önlemini ona göre alır.
BULAŞICI RİSK FAKTÖRLERİ OLAN HASTALIKLAR NELERDİR?
DIŞ ile temas olacağından kan, tükürük ile bulaşabilecek hastalıklar arasından Hepatit B, Hepatit C, AIDS ve verem gibi hastalıkları gösterebiliriz. Bu hastalıklar, diş tedavisi esnasında bulaşabilecek hastalıklardır. Bir diş hekiminin hastasından virüs alabileceği doğrudur. Çünkü diş hekimliği kesik ve çiziklere açıktır ve böylece HİV'li bir kan veya salgıyı vücuduna alabilir. Ama bu sadece teknik olarak doğrudur çünkü alınan basit önlemler nedeniyle bugüne kadar böyle bir vaka görülmemiştir. O zaman buna potansiyel bir bulaşma yolu olarak bakamayız. Diş hekimleri tedavide kullandıkları aletleri büyük özenle sterilize ederler. Çünkü bunlar insan dokularına giren aletlerdir ve hastanın kanıyla temas halindedirler. Bu açık tehlikeye karşı hekimler, elbette gerekli önlemleri almayı, unutulması ya da ihmal edilmesi imkansız bir alışkanlık haline getirmişlerdir. Hepatit B virüsünün yaygınlaştığı günlerden önce de diş hekimleri gerekli önlemleri alıyorlardı. Eldiven, ağız maskeleri, gözlük takar ve çalışmaları sırasında önlük kullanırlardı. Diş hekimlerinin kullandığı diş aynaları dahil bütün aletler sterilize edilir.
DİŞ DOKTORU BULAŞICI HASTALIKLAR HASTALIĞI BULABİLİR
200'E yakın hastalığın ağızla ilgili belirtileri vardır. Bazen bir diş hekimi, diğer doktorların henüz fark etmediği bir sağlık sorununu ortaya çıkarabilir. Örneğin diş etlerinin bol ve sık kanaması, löseminin bir sonucu olabilir. Ağızdaki aseton kokusu yüksek şekere işarettir. Diş hekimi birçok hastalığın ilk belirtilerini de yakalayabilir. Ayrıca bazı hastalıkların ağızdaki etkilerini de diş doktoru giderir. Bu, özellikle AIDS'te söz konusudur. Diş doktoru bu tür bulguları mutlaka hastasına söyler. Özellikle AIDS'te durum çok belirgindir. AIDS hastalarının yüzde 95'inde HIV enfeksiyonunun neden olduğu ağız sorunları vardır. AIDS'in normal günlük temaslar ile bulaşmadığını bir kez daha hatırlatalım. El sıkışmak, yiyecek paylaşmak, aynı çatalı-bıçağı kullanmak bir bulaşma nedeni değildir. HIV'in bulaşması için kan veya belli bazı dokuların HIV ile enfekte olmuş kan, sperm, döl yatağı salgıları ya da anne sütüyle doğrudan teması gerekir. En belirgin bulaşma yolları cinsel ilişki, şırınga kullanımında müştereklik ve kan naklidir.
BULAŞICI HASTALIKLAR HASTALIĞI BULABİLİR NASIL ÖNLENİR?
DIŞ hekimi ve hasta arasında tedavi başlamadan önce tüm bunların konuşulması gerekmektedir. Hekim ve hasta arasında güven oluşturulması gerekiyor. Bu, tıp alanında yapılan tedavilerde oldukça önemli bir konudur. Hastanın bulaşıcı hastalığı hakkında vereceği bilgiler, hekimin düzenleyeceği tedavi şeması için önemli bir yol çizecektir. Fakat diş hekimlerimiz böyle bir hastalığın mevcut olabileceğini ihtimaller arasında göreceğinden tedavi öncesi dezenfeksiyon işlemleri uygulayacaktır. Tedavi aşamasında kullanılacak aletler temizlenir. Sterilizasyon oldukça önemlidir.