Ağız, sağlık sorunlarının sinyallerini verir, vücudun geri kalanına bir pencere olarak hizmet eder. Bağışıklık sistemi, hastalık veya tıbbi tedavilerden etkilendiğinde, ağızdan gelen bakteriler vücudun diğer bölgelerinde enfeksiyona sebep olabilir
Ağız sağlığı, hayatın tüm aşamasında genel sağlık ve mutluluk için önemlidir. Sağlıklı ağız; sadece fiziksel olarak beslenmemizi sağlamaz, aynı zamanda sosyal hayatımızı olumlu yönde etkiler ve benlik saygısı, mutluluk ve sağlık duygularını destekler. Ağız, genel sağlık sorunlarının sinyallerini veren, vücudun geri kalanına bir pencere olarak hizmet eder. Örneğin, ağız yaraları; HIV enfeksiyonunun ilk bulguları olabilir, aftöz ülserler; bazen Çölyak hastalığı veya Crohn hastalığının bir tezahürüdür, soluk renkte ve kanamalı diş etleri; kan hastalıkları için bir belirti olabilir, alt çenede olan kemik kaybı; erken bir gösterge kabul edilebilir. İskelet osteoporozunun ve diş görünümündeki değişikliklerin bulimia veya anoreksi olduğunu gösterebilir. Tükürükte vücutta birçok bileşiğin (örneğin alkol, nikotin, opiatlar, ilaçlar, hormonlar, çevresel toksinler, antikorlar) varlığı da tespit edilebilir.
HASTALIK ÜZERİNE ETKİSİ VARDIR
Ağzın durumunun genel sağlık ve hastalık üzerinde bir etkisi vardır. Ağızdan gelen bakteriler, bağışıklık sistemi hastalık veya tıbbi tedavilerden etkilendiğinde vücudun diğer bölgelerinde enfeksiyona sebep olabilir. Sistemik durumların ve bunların tedavilerinin, ağız sağlığı üzerinde etkili olduğu bilinmektedir (örneğin, tükürük akışının azalması, değişmiş ağız mikroorganizmaları dengesi). Diş eti hastalığı, bir dizi sistemik koşul ile ilişkilendirilmiştir. Diş eti hastalığı ve diğer tıbbi durumlar gibi ağız durumları arasındaki biyolojik etkileşimler hâlâ tam olarak anlaşılamamasına karşın, büyük kronik hastalıkların -yani kanser ve kalp hastalığıağızdan hastalık ile ortak risk faktörlerine sahip olduğu açıktır. Ağız sağlığı ve genel sağlığın birbiriyle etkileşimde olduğunu kabul etmek, hem kişisel, hem de toplum bakım seviyelerinde uygun ağız sağlığı programları ve stratejileri belirlemek için gereklidir. Ağız ve bedenin birbiriyle bütün halinde olması, ağız sağlığının bütünsel genel sağlık politikalarına entegrasyonunun ve ağız sağlığının teşviki için ortak risk faktörü yaklaşımının benimsenmesinin önemini vurgulamaktadır.
DİŞ ETİNİN BAKIMINA ODAKLANILIR
Ağız sağlığının iyileştirilmesi, diğer sağlık planlamalarından farklı olarak dişlerin ve diş etlerinin bakımına odaklanmıştır. Sağlığın teşviki için ortak risk faktörü yaklaşımı daha geniş bir perspektife sahip olmakta ve birçok kronik durum ve bunların altında yatan sosyal faktörler için ortak risk faktörlerini hedeflemektedir. Bu yaklaşımın temel kavramı, ortak sağlık risklerine ve onların altta yatan sosyal faktörlere karşı uyumlu eylemlerin, izole edilmiş, hastalığa özgü yaklaşımlardan daha etkili ve verimli bir dizi kronik sağlık koşulunda iyileşme sağlayacağıdır.
ORTAK RİSK FAKTÖRLERİ
Ortak risk faktörü yaklaşımının benimsenmesi, hedefe yönelik bir hastalığa özgü yaklaşımdan daha etkilidir:
Çoğu kronik hastalığın birden fazla risk faktörü vardır.
Bir risk faktörü birkaç hastalık üzerinde etkili olabilir.
Risk faktörleri -bazı durumlarda sinerjik olarak- birbirleriyle etki halindedir.
Ortak risk faktörü yaklaşımı, sağlık profesyonelleri, yasal, gönüllü ve ticari kurumlar ve genel kamuoyu arasında çok sektörlü sağlıklı anlaşmalar geliştirmek için bir gerekçe teşkil etmektedir. Bireysel yaşam tarzı davranışlarında kalıcı değişikliklerin, destekleyici sosyal, ekonomik ve politik ortamlar gerektirdiğini kabul eder. Ağız hastalığı, yüksek oranda önlenebilir olmasına rağmen en sık karşılaşılan kronik hastalıktır. Ağız hastalığının diğer kronik hastalıklar ile arasındaki ortak risk faktörleri şöyle sıralanabilir:
Diyet
Tütün kullanımı/çiğneme
Alkol tüketimi
Temizlik
Yaralanmalar
BESLENME VE FİZİKSEL DEJENERASYON
Beslenmemizin dişlerimizin ve vücudumuzun doğal sağlığını değiştirdiği ve neredeyse tüm sağlık problemlerimizin sebebi olduğu şüphesizdir. Düzgün yemek yerseniz ve sağlığınızı en iyi seviyede tutarsanız, çürük oluşması pek olası değildir. Çürükler, gerçekten sadece yanlış yiyecekleri yediğinizde ve gelişirken ortaya çıkarlar.
GELENEKSEL BİYOLOJİK DİŞ HEKİMLİĞİ
Ne yazık ki, geleneksel diş hekimliği, genellikle, mekanik özellikleri için kullanılacak malzemeleri değerlendirmekte, belirli malzemenin vücudunuzun geri kalanında sahip olabileceği etkiyi büyük ölçüde göz ardı etmektedir. Şu anda, diğer Avrupa ülkelerinde olduğu gibi, ABD'de tamamen doldurulmuş cıva dolguları yapmak için savaşıyorlar ve bu zehirli malzemenin yakın gelecekte piyasadan çekilebileceğini umuyoruz. O zamana kadar, cıva dolguları reddetmeniz ya da daha güvenli seçenekleri seçen bir diş hekimi bulmanız size kalmıştır. Özetle, biyolojik diş hekimliği, diş ve diş etlerini tüm vücudunuzun bütün bir parçası olarak görmektedir ve yapılan tüm tıbbi tedaviler bu gerçeği dikkate almaktadır. Bu tip bütünsel diş hekimliğinin temel amacı, diş problemlerinizi, vücudunuzun geri kalan kısmını mümkün olduğunca az etkileyerek çözmektir. Unutmayınız ki sağlığınız, geleneksel diş hekiminizin muayenehanesinde alınan tedavilerden önemli ölçüde etkilenebilir. Çoğu zaman, etki hemen fark edilmez.